ömer seyfettin

türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. türkiye kısa hikâyeciliğinin kurucu ismidir. edebiyatta türkçülük akımının kurucularındandır. türkçe'de sadeleşmenin savunucusudur. kısa ömrüne pek çok eser sığdırmıştır.kaşağı favorim

ilkokulda belalımdı kitaplarını okuyup özetini çıkarmaktan gözlük takmaya başlamıştım. ilkokul bitti gözlüğü çıkardım yani sevemedim seni ömer seyfettin.

yazar ,asker ve öğretmen olan türk insan. türkçülük akımının kurucularındandır.

Ölüm yıldönümü olan büyük yazar. Ruhu şad olsun. Ne güzel söylemiş.

milli edebiyat yazarıdır. çok genç yaşta hayata veda eden önemli edebiyatçılarımızdan biridir. nitekim çocuklara yönelik yazdığını ben de düşünmemekteyim.

hay senin kaşağı'na sokayım. çocukluk travmaları'nın en başını çeker şu kitabı. kötü bir çocukluk geçirmiş bence.

çocuk kitaplarını çocuğuna olan özlemi sebebiyle yazmış, 35 yaşında yalnız ölmüş ve kimsesiz sanılıp tıp fakültesinde kadavra olarak kullanılmış edebiyat efsanesi yazar.

şöyle hazin bir hayat hikayesine sahip edebiyatçımız.

edebiyata şiirle başlamıştır. hikayeciliği meslek olarak gören ilk sanatçıdır. menkıbe, efsane, destan, halk fıkraları ve tarihten yararlanmıştır. hikayeleri toplumsal hiciv ve tenkit nitelişi taşır. eserlerini realist bir anlayışla yazmıştır.

ömer seyfettin. türkçülüğün kurucularından; yazar, asker, muallim. ölüm döşeğinde "ah selanik!" diye sayıklayan adam. yaş günün kutlu olsun.

"ölmek, genç yaşında sakat kalmaktan çok iyiydi. ölen savaşçı şan, şeref içinde dünyadan çekilir. kolsuz bacaksız kalan kahraman ise, ömrü boyunca savaş hasreti içinde bir cehennem işkencesiyle kıvranırdı."

vefatından sonra cenazesi kimsesizlerin cenazeleri gibi haydarpaşa numune hastanesi'ne kaldırılmış ve orada görevli sivaslı bir hademe tarafından karnı yarılarak otopsisi yapılmıştı. kadavrasının fotoğrafını ise kütüphane memuru çekmiş, etrafında toplananlar ilgisiz nazarlarla fotoğrafçıya bakmışlardı. halbuki önlerinde yatan edebiyatımızın usta kalemlerinden birinin cenazesiydi. 23 ağustos 1939'da mahmud baba mezarlığı üzerinden yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle mezarı kaldırıldı ve zincirlikuyu mezarlığı'na nakledildi.

''gülmenin sonu ağlamaktır… vuslatın sonu hicran… yazın sonu hazan… i̇kbalin sonu zeval… hayatın sonu ölüm!'' (bkz: bütün hikayeleri 2) "azizim, siz kendinizi bilmiyorsunuz. avrupa'yı bir şey zannederek kendi güzelliklerinizi görmüyor, kendi çekiciliğinizi yaşamıyorsunuz." (bkz: gizli mabed) ''insanlar ne tuhaftır. fikrine, ümidine, arzusuna muhalif bir şeye rastgelince hemen bozulur.'' (bkz: kaşağı) "gözle kulak, onca birer yalan koğuğuydu. yalanlar hep bize bu dört kapıdan girerdi. fakat el...fakat dokunma duyusu, hiç dolma yutmazdı. bütün hurafeler , batıl inançlar dimagımıza hücum için gözle kulağa kopardı. " (bkz: perili köşk)

bu adam öldükten sonra kadavra yapıldı lan

aklımda hep o kaşağı denen psikopat romanla yer edinecek şair/yazar. ortaokul öncesi yalancılık huyum var diye ve artık orantısız sallamaya başladım diye babam bunu okutturmuştu bana. o orantısız yalan söyleme huyumdan kurtulmuş ama çok uzun bir süre pembe yalan dahi söylemeye cesaret edememiştim.

hepimizde bir kaç hikayesi vardır mesele bende kalanlar falaka, teketek, kaşağı,pembenincili kaftan

ömer seyfettin çocukluğumdan beri seyit onbaşı tipli biri olarak zihnimde yer etmiş fotoğrafını da gördüm ama hala o tip aklıma geliyor